Her ne kadar gönlümüz zengin olsa da çoğumuzun evinde gümüş şamdanlıklar ve/veya Ziyagil Köşkü'ndeki gibi hizmetçiler -bu kelime biraz kaba ama affola- yok. Bunlara rağmen minik malikanelerimizden gönülden bağlı olduğumuz ve sadece gerçek fakirlerin bileceği geleneklerimiz var. Hiçbir zenginin dolabında dondurma kutusunun içinden sarma çıkmaz ve o hayal kırıklığından hep mahrum olarak yaşar. :)) Bu ve buna benzer birçok durum mevcut ayrıca hepsinin bizi daha özel hissettirdiğini unutmayalım. Sadece gerçek fakirlerin bileceği şeyler var dedik. Biz de bu kriterde yer alıyoruz ve aynı heyecanı her an hissediyoruz. Tamamını yapamayız ancak içlerinden en özel 10 tanesini seçtik ve sizin için listeleyelim istedik. O halde hadi başlayalım! 1. Bisküvili pasta Yazının ilk maddesi olmaya hak kazanan bisküvili pasta gerçekten de her gerçek fakirin bileceği şeydir. Petibör bisküvileri tepsiye dizip pudingi döktükten sonra tencerede kalan pudingle doymamız da başka bir boyuttu zaten. :)) 2. Sarı/kahverengi tuvalet terlikleri Bu terlikleri kendi evinde göremeyen kesinlikle anneanne ya da babaanne evinde görmüştür. Bir de kapalı versiyonları var. Hani şu ayağınızı soktuğunuz anda çorbalarınızı işlettiği terlikler... Ya da her zaman bir böcek vakası yaşayacağınızı zannettiğiniz o garip terlikler. :)) 3. Üstü fayans döşemeli tekerlekli masa Bu masalar bizim evlerde harbi lüks görünürdü ama. Kanepe takımı alanlar ortaya bundan yapıştırırdı hemen. Kahvaltılar daha da renklenirdi sanki bu sehpayla. Sonradan modası eridi ama hâlâ çoğu evde bulunuyor. Evinde bundan varsa sen de bizdensin... :)) 4. Kaşındıran battaniyelerimiz Sadece gerçek fakirlerin bildiği şey... Muhtemelen bu kriterdeki tüm evlerde bu battaniyeden bulunuyordur ki bizim evde bile galiba 2 tane var şu anda. :)) Bir yere misafirliğe gitseniz muhakkak yatağınız hazırlanırken getirilirdi falan. Kaşındıran battaniyeler candır... 5. Fer gazozları Aklımıza direkt Le'Cola markası geliyor. Sadece fakirlerin bileceği anlardan birisi de Fer gazozdur. Bazı doldurma markaları gibi... Marka vermek gibi olmasın ama Sprite, Fer gazozu unutturamaz bize. 6. Şampuan şişesine su koyup çalkalamak Bunu sadece zengin insanlar yaşamamıştır diye düşünsek de belki onlar da uyguluyordur. Şampuan bittiğinde ne yapabilir ki insan? Doğal olarak su koyup çalkalarlar yani ama gerçek fakirlerin yapabileceği davranışlar arasında 6 numaraya yerleşiyor. :)) 7. Mutfak tüpünü sallamak Zenginlerin evinde bu mutfak tüplerinin olduğunu bile düşünemiyoruz aslında. Tüpleri alırken tamamen yani 0 dolu olmadığını biliyoruz ama bitmeye yakın yine de sallıyoruz. Sanki bittiğini kabullenememişcesine yapıyoruz bu hareketi. :)) 8. Petibör bisküvi arası lokum Genellikle mevlidlerde falan çok dağıtılırdı ama tatlı niyetine sürekli bulunur evlerimizde. Bazılarının lokum tozuna çok çok hassasiyeti oluyor. Kimisi de çekirdek çitler gibi yiyor. Eskisi kadar olmasa da hâlâ anneannelerin evinde bir köşede kesinlikle bulunur. :)) 9. Üçgen peynir ve simit/pide Bunu her sabah yapmayan bir çalışan bilmiyorum ben. Her sabah olmasa da haftada en az 3-4 gün yeniyor ve sanki sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi. Sabahın 6'sında uyanan bir insan başka bir şey de yiyemezdi galiba... :)) 10. Biten pili dişlemek Biten pillerle olan mücadelemizi bir biz biliriz... :)) Biten pili dişlemek, biten pili buzluğa koymak yok bilmemne... Biten pilin yerine yeni bir pil almak varken sürekli alternatif çözümler üretiyoruz. Oldukça zekâ oranı yüksek bir toplum olmamızın farkı mı desek? Yoksa gerçek fakirlerin içgüdüsel yükselişi mi? :)) #kırmızıbaret

Şimdi oruç ayındayız ve farklı farklı muhabbetler de yayılmaya devam ediyor. Sorun şu ki; oruçlu kişiler, oruç tutmayan veya tutamayan kişilere inanılmaz şekilde salça olmakta ve hatta dövenler bile var. Bir işte çalışıyorsunuz ve yemek yemeniz gerekiyor eğer niyetli değilseniz. Yemek yerken ise inanılmaz itici bakışların hedefi oluyorsunuz. Peki ya bu nasıl bir davranış? Sizce oruçlu kişilerin yanında bir şeyler yemek ayıp mı?

Korona virüsünün tüm dünyaya yayılmasıyla öngörülebilir bazı tedbirler alınmıştı. İlk önce 65 yaş üstü ve kronik hastalara sokağa çıkma yasağı getirildi. Ardından da okulların tatil edilmesiyle 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı getirildi. Her ne kadar devletler olarak yeni önlemler alınsa da bir grup insan, bu önlemleri ve korona virüsünü tiye alarak parklarda dolaşmaya, piknik yapmaya, tuvalet kağıdından iç çamaşırı oluşturmaya, iç çamaşırından maske yapmaya... Devam etti. Bu görüntülerin sosyal medya üzerinden yayılması ise tepkilerin yanında bir de sıfat doğurdu. Sosyal medya, bu şekilde vurdumduymaz davranan kişiler için 'Covidiot' dedi. Yeni kelime ise sosyal medyada birçok hashtag doğurdu ve git gide yayılmaya başladı. Covidiot ne demek? Covidiot'lar neden korona virüsünü dikkate almıyor? #covidiot kelimesine dair detaylı bilgi yazımızın devamında... Covidot ne demek? Ölümcül COVID-19 ile idiot(aptal) kelimelerinin birleşimiyle oluşturulmuş olan covidiot kelimesi sosyal medyanın yeni gündemi oldu. Corona virüs önlemlerini umursamayarak hem kendi hem de başkalarının hayatını tehlikeye atanlar için kullanılan kelime kısa sürede tüm dünyada hashtag oldu. Pandemiyle ilgili çıkarılan yeni ingilizce kelimenin karşılığı ise 'kovidaptalı' şeklinde düşünülebilir. Sokağa çıkma yasağıyla virüsü daha çok yayan, virüs yayılmaya başladığı ilk anlarda bile marketlere koşup adeta yağma yapan, parklarda sokaklarda vurdumduymaz şekilde gezen veya piknik yapan, sokağa çıkma yasaklarına/kısıtlamalarına uymayan kişilere #covidiot deniliyor. COVIDIOT'lar koronayı neden önemsemiyor? Covidiot olarak tabir edilen kişilerin korona virüsünü neden ciddiye almadıkları elle tutulur bir bilgiye dayandırılamazken gün geçtikçe bu kişilerin sayılarının artmasına da anlam verilemiyor. Garip akımların arttırılması ve sırf takipçi/beğeni için sosyal medyayı kırıp geçiren kitleyi bir kenara koyarsak dışarıya hunharca çıkarak piknik yapan, sokağa çıkma yasaklarını/kısıtlamalarının linç edilmesine itinayla katılan vatandaşların sonunun nereye gittiği merak konusu. "Bana bir şey olmaz (!)" kafasıyla davranan bu kişiler, son zamanlarda az da olsa durduruldu. Güvenlik birimlerinin sıkı takibi ve cezai yetkisiyle bir nebze de olsa önüne geçilen bu kişilerin biteceği ise öngörülemiyor. Korona gündemi Influencer'lara yaradı! Covidiot yani kovidaptalı olarak tabir edilenlerin bir kısmı da sosyal medya üzerinden like ve takipçi kasmaya çalışmakta. Tuvalet kağıdıyla yapılmayan akım kalmadı diye düşünülürken bu sefer de tuvalet kağıdını iç çamaşırı gibi vücuduna saranlar oldu. Tuhaf tuhaf akımların arttığı bugünlerde bir diğer akım ise korona virüsüne karşı hijyen bakımında kullanılan maskelerin bikini şeklinde kullanılarak pozlar verilmesi. Tüm dünya maske krizine girmişken bu tarz görüntülerin sosyal medyada yayılması ise kullanıcılar tarafından tepkilere sebep oldu. İç çamaşırından maske yapıp maskesini iç çamaşırı olarak kullanılan kişiler kovidaptalı olarak tarihe geçse de insanların hayatlarını tehlikeye atan kitleye ne olacağı merak konusu. "Bu mesajı 100 kişiye yolla, korona olma!" mesajları Biz galiba biraz da yapı olarak bu mesajlarla vicdani bir mevzumuz var. Birisinden "Bu mesajları 100 kişiye yolla, korona olma!" gibi bir mesaj alınca doğru olmadığını bilsek de o mesajı dağıtma arzumuz üksediyor adeta. Bu mesaj kelime olarak değiştirilerek senelerce vicdani yanımız kullanıldı ancak biz hala solunum yollarıyla bulaşan bir salgın için 100 kişiye mesaj atmayı tercih ediyoruz. Buradaki ironi henüz tam anlamıyla çözülebilmiş değil ancak elbette ki atılmaması gereklidir. Siz o mesajı 100 kişiye dağıtacaksınız da dağıttığınız kişiler, bu mesajlardaki vicdani sömürüye boyun eğecek mi bakalım? Dikkat edilmesi gereken bir konu... En iyi #covidiot tweetleri #covidiot onerisi #KoronAsalak Asalak cahil comar surusu sokaga cikarak kendini tehlikeye atmiyor, senin benim hakkim olan saglik kuruluslarindan yararlanacak corona virusune yakalaninca pic.twitter.com/xp5HAyqKwF — Mert (@CJBillEvans) March 22, 2020 Korona virüsüne karşı ısrarla önlemlere uymak istemeyen kişilere bulunan yeni bir kelime daha var aslında. Covidiot yani kovidaptalın yanı sıra biraz daha kabaca söyleyecek olursak #KoronAsalak olarak hashtag girilmiş. Bir bilim kadını olan Dr. Deborah Birx'in politikacılar karşısındaki çaresizliği... Evrenseldir bu... Dünyanın açık ara en büyük Covidiot'u Trump'tır #covidtürkiye #covidiot #Trump #Covid19turkey pic.twitter.com/BwUW3XRpEF — Prof. Dr. Mustafa Çetiner (@profdrcetiner) April 24, 2020 ABD Devlet Başkanı Donalds Trump'ın dezenfektanı şırıngayla vücuda verilmesi konusunu herkesle paylaşması sonucunda sosyal medyaca en büyük covidioet Trump seçildi. The #COVIDIOT of the day! pic.twitter.com/DkjNacZJ68 — TheReal Truther (@thereal_truther) April 23, 2020 Sosyal medyada #COVIDIOT'lara karşı gelen eleştiriler adeta çığ oldu. #evdekalTürkiye #kırmızıbaret

Korona virüsünden dolayı ülkemizde de gönüllü karantinalar uygulanıyor ve son zamanlarda boşanmaların arttığı söyleniyor. Türkiye'de yeterince başarılı evlilikler yapılmıyor mu? Eşler birbirlerini karantinada mı tanıyor? Neden boşanma oranları bir anda artmaya başladı?

Erkekler mi daha çok dedikodu yapıyor yoksa kadınlar mı? Bence erkekler daha çok dedikodu yapıyor.