Korona virüsünden dolayı yaşadığımız karantina günlerinde kendimizi de oldukça ihmal eder olduk. Hem salgından korunmak hem de kendi rutinlerimizi sürdürmek adına uymamız gereken kişisel bakım maddeleri var. Bu maddeler sayesinde salgınla mücadelenizde bir adım önde olacaksınız ve aynı zamanda bakımınızı da yerine getirmiş sayılacaksınız. Korona virüsünden korunmak ve karantina günlerini sağlıklı bir şekilde tamamlamak için bu adımları önemsemeli, sürekli uygulamalısınız. Salgında kişisel bakım için neler yapılabilir? Korona virüsünden nasıl korunabiliriz? Salgınla mücadelede dikkat edilmesi gereken kişisel bakım önerileri... Devamı için sayfayı aşağıya doğru kaydırın... 1. El/tırnak temizliği Korona virüsü önlemleri kapsamında ilk ve en önemli uyarılar hep ellerimizden yana olmuştur. Ellerimizi ağzımıza veya burnumuza kesinlikle götürmemeliyiz ki bunun sebebi de ellerimize bulaşma ihtimali olan virüsü, solunum yollarımızdan uzak tutmak. Salgına karşı el ve tırnak bakımımızı detaylı bir şekilde yapmalıyız. Uzmanlara göre bu çerçevede tırnak uzatmak da çok doğru bulunmuyor. Her zaman 20 saniye gibi bir süre ellerimizi sabunla yıkamalıyız. 2. Kişisel bakım ürünlerinin saklanması Salgın dışındaki normal hayatımızda da kişisel malzemelerimizi kimseyle paylaşmayız ancak tarak vs gibi malzemeleri mecburen ortak kullandığımız durumlar oluşmuştur. Korona virüsünün yayılmasını engellemek adına mecburiyet dahil kesinlikle kişisel eşyalarımızı paylaşmamalıyız. Salgın hastalığa sebep olan virüsün yüzeylerde kalıcılık oranı oldukça yüksek ve bu tehlikeyi göz önünde bulunmanız gerekmektedir. 3. Ağız ve diş bakımı Sindirim sistemimiz ağzımızda başlıyor ve bu salgın döneminde en çok tehlike yaratan bölgelerimizden birisi ağzımızdır. Bundan dolayı dışarıda bulunduğumuz süre boyunca imkanımız varsa dişlerimizi fırçalamalı ve gargara yapmalıyız. Eğer bu fırsatı oluşturma imkanınız yoksa eve döndüğünüzde önce ellerinizi sonra da ağız/diş temizliğinizi yapmalısınız. Elinizi dışardayken kesinlikle ağzınıza götürmemelisiniz. 4. Yüz ve boyun temizliği Saşgına karşı kişisel bakımın en başında el, yüz, boyun çevresi gelmektedir. İnsanlarla temas halinde olduğunuz sürede genellikle bu bölgelerinizden virüs kapabilirsiniz. Bu nedenden de yüz ve boyun temizliğinize önem vermelisiniz. İmkanınız dahilinde ise her gün duş alarak sabunla tüm vücudunuzu dezenfekte edebilirsiniz. Eğer bu imkanınız yoksa en azından boyun, yüz ve kulaklarınızı her gün temizlemelisiniz. 5. Ev -mutfak,lavabo,banyo- temizliği Olmazsa olmaz ev temizliğimiz... Sizler her ne kadar kendinize dikkat etseniz de salgınla olan mücadelenizin çizgisini asıl belirleyen evinizin temizliği oluyor. Dışarıdan gelerek evde geziniyorsunuz ve hatırlayamayacak kadar çok şeye dokunuyorsunuz. Ardından duş alsanız da eğer virüsü taşıdıysanız birçok yere çoktan bulaştırdınız demektir. Ev temizliğinizle kişisel bakımınızı paralel tutmalı ve kendinize gösterdiğiniz özeni evinize de göstermelisiniz. 6. Evdeki çalışma masalarının temizliği Çalışan insanlar genellikle masada vakit geçirir. Bu nedenle de dışarıdan geldiğinizde ihtimali olan virüs genellikle masada bulunan bilgisayar, laptop, fare gibi eşyalarınıza bulaşabilir. Virüsün yüzeyde kalma süresi ve canlı yüzeylere tutunmasını göz önüne alacak olursak oldukça titiz davranmamız gereken maddelerden birisidir. Tıpkı kişisel eşyalarınız gibi fare ve kalem gibi eşyalarınızı da başkalarıyla paylaşmamalısınız. 7. Kuaförlere gidiş/geliş Korona virüs önlemleri dahilinde kuaförler kapatılmıştı. 'Yeni normal' hayatlarımıza başlarken kuaförlerin de açılış alarmı verildi ve inanılmaz yığılmalar oldu. Öncelikle eğer çok çok ihtiyacınız olan bir durum yoksa topluluğun gittiği alanlardan uzak durmalısınız. Eğer gitmeniz şart ise uygun ve yoğun olmayan saatlerde randevu alabilirsiniz. Kuaförlere gittiğinizde de görevli kişilerden eldiven, maske ve tek kullanımlık havlular kullanmasını istemelisiniz. Yine evinize geldiğinizde uygun bir şekilde dezenfekte olmalısınız. #kırmızıbaret

"Yo-yo diyeti nasıl yapılır ve nedir?" Diyenlerin meraklarını gidermek için mantığını açıklayayım öncelikle. Adından da anlaşılacağı gibi kiloların hızlı bir şekilde gitmesi ve hızlı bir şekilde geri gelmesi üzerine kurulmuş bir şok diyet. Amaç vücudu şaşırtmak ve işleyiş çok sağlıksız. Öncelikle diyete başlayan kişi birkaç hafta, günde 1.300 kalori alarak diyete başlıyor. Vücut tam bu kalori ile yaşamaya alıştığında birden günlük alınan kalori 2.000'e çıkartılıyor. Evet bu şekilde vücut gerçekten şaşırıyor ve ilk dönemde verilen kilolar ilerleyen zamanda fazlasıyla geri alınıyor. Yoyo diyetinin zararları saymakla bitmiyor. Yağ depolarını ve iştahı arttırıyor Tüm şok diyetler gibi yo-yo diyeti de yağ depolarını arttırıyor ve bir süre sonra verdiğiniz tüm kiloları geri alıyorsunuz. Hem de fazlasıyla. Yeni yağ depolarınıza vücudunuz hoş geldin diyor. İştahınız inanılmaz derecede açılıyor ve hiçbir zaman tok hissetmiyorsunuz. Kalp sağlığını etkileyebilir Kan basıncını arttırıyor, diyabet riskini arttırıyor ve kalp hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Birçok araştırmada kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ispatlanmıştır. Uzmanlar kesinlikle önermiyor. Kısa sürede verilen kilolar yarardan çok zarar vermektedir. Metabolizmamızı etkileyen şok diyetlerin hepsinden ve özellikle yoyo diyetinden uzak durmak sağlığımız açısından faydalı olacaktır. Kas kütlesi kaybına yol açar Kas kütlemizi kaybersek yağ kütlelerimiz çoğalır. Bu durumda aşırı halsizlik ve güçsüzlük görülebilir. Böylece daha az hareket ederiz ve daha fazla kilo alırız. Özellikle karın bölgesinde biriken yağlar, artık gitmemek için ellerinden geleni yaparlar. Hayallerimizdeki vücuda kavuşmamız bir hayal olabilir. Özgüveni düşürür, sinirleri bozar Verilen kilolar, hızla geri alınmaya başlandığında kişi endişeye kapılır. Hayalindeki vücuda ve kıyafetlere hiçbir zaman kavuşamayacağı fikri, depresyona bile sebep olabilir. Tek çözüm dengeli beslenmek ve egzersiz En doğru olan seçim, sağlıklı beslenmek ve yeteri kadar egzersiz yapmaktır. Tüm diyetleri deneyen birisi olarak söyleyebilirim ki; tüm yollarınız dengeli beslenmek ve spora çıkacaktır. Şok diyetlerle zaman ve para kaybetmeyin. Okuduğumuz tüm başarı hikayeleri, spor ve diyet ile elde edilmiştir. Sağlıklı günler dilerim.

Sosyal fobi, bir diğer adıyla uyum bozukluğu... Sosyal fobi kaygı bozukluklarının içinde oluşur. Genel anlamda bakacak olursak genellikle toplumsal durumlarda ortaya çıkar ve diğer insanlarla olan bağlarınız sırasında nükseden bir rahatsızlıktır. Diğer insanların önünde küçük düşme veya aktardığınız bilgilerle dalga geçileceği gibi düşünceler, sosyal fobinin ana etkenleridir. Sosyal anksiyete bozukluğu adıyla da bilinen sosyal fobi rahatsızlığı, insanların hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler. Sosyal fobi nedir? Sosyal fobiden tamamen kurtulmak mümkün müdür? Sosyal fobi belirtileri nelerdir? Sosyal fobi neden olur? Sosyal fobi nedir? Topluluk içerisinde ortaya çıkan sosyal fobi, daha çok kaygılanmanın nüksetmesiyle sivrilir. Birilerinin önünde konuşma yapmak, mevki olarak üst kademeden birisiyle buluşmak gibi anlarda yaşanan sosyal fobi biraz daha hafiftir ancak çoğu sosyal etkileşimde ortaya çıkan sosyal fobi daha ağırdır. Gerilme, çaresizlik hissi, utangaçlık ve içe dönüklük daha çok ağır basar ve bundan dolayı da sosyal etkileşime geçmek için oldukça zorlanılır. Bunun önüne geçmek çok da zor değildir aslında. Kişinin psikolojik olarak tedavi edilmesiyle tamamen yok edilebilir. Sosyal fobiden tamamen kurtulmak mümkün müdür? Sosyal fobisi olan kişiler arkadaş edinmekten veya gruplarla yapılan eğlencelere kaılmaktan mutluluk duyarlar ancak endişelerinden dolayı birçok şeyi yapmaktan çekinirler. Kalabalık bir ortamda başkalarına tanıtılmak, toplum içinde telefon görüşmesi yapmak, insanlarla göz teması kurmak, umumi tuvaletleri kullanma... Gibi toplumsal etkileşimler sosyal fobiyi oldukça olumsuz etkiler. Sosyal fobi, tedavi edilebilen psikiyatrik rahatsızlıklar arasında bulunur. Sosyal fobi, bilişsel-davranışçı psikoterapi adı verilen tedavi yöntemiyle tamamen yok edilebilirdir. Bu tedavi sürecinde bazı ilaçlar da kullanılabilir ancak bu ilaçlar her kişide işe yaramayabiliyor. Kullanılan ilaçlar tedavi sürecine olumlu katkılar sağlar. Sosyal fobi belirtileri nelerdir? Sosyal fobinin duygusal ve fizyolojik belirtileri vardır. Bu belirtilerden bazıları şöyle; Anksiyete Korku Sinirlilik Yüzde kızarıklık Çarpıntı Taşikardi Aşırı terleme Nefes darlığı Ağız kuruluğu Karın ağrısı Mide bulantısı Sosyal fobi neden olur? Sosyal fobinin sebeplerine bakacak olursak yalnızca psikolojik değildir. Sosyal fobinin oluşmasında genetik etkilerin rolü oldukça büyüktür. Eğer aile içinde birisinde sosyal fobi varsa diğerlerinde de görülme olasılığı artmakta ve sosyal fobiyi taşıyan herkes kuşaklar boyu bunu iletebilmekte. Sosyal fobi genellikle 13 yaş civarlarında ortaya çıkar. O yaşlarda çocuklarda oluşan zorbalık, şiddet, utangaçlık gibi davranışlar, ilerleyen zamanlarda sosyal fobiyi tetikler ve daha fazla ön plana çıkmasına neden olur. Kontrolcü ya da baskıcı ebeveynlerin çocuklarında sosyal fobinin olma derecesi oldukça yüksektir. Bu gibi durumlardan dolayı psikiyatri seanslarında çocukluğunuza inme olayları yaşanır. #kırmızıbaret

Son zamanların en sıkıcı günlerini geçirmekteyiz ve vücudumuz oldukça hareketsiz kalmakta. Bu sorunu çözebilmek için de türlü türlü vdeolar izliyoruz ve evin içinde üç beş kez daha turluyoruz. Biriken enerjimii atmadıkça vücudumuzda ödem oluşuyor, ardından da ağrılarımız artıyor. Her zaman kilometrelerce yürümeye alışık olan vücudumuzu dört duvar arasına sıkıştırdığımızdan dolayı ister istemez kireçlenme tarzında rahatsızlıklar yaşıyoruz. İşte tam da bunlardan dolayı evde hızlıca tamamlayabileceğiniz ve sizi mükemmel bir şekilde rahatlatacak egzersizleri listeledik. Evde yapılabilecek egzersizler, egzersiz videoları... Ve daha fazlası yazımızın devamında... Odaklı nefes alma egzersizi Yoga mantığını anımsatan bu egzersiz için rahat ve düz bir zemine yüz üstü uzanın. Kollarınızı yastık olarak kullanın ve alnınızla zemin arasına koyun. Ardından derin derin nefes almaya başlayın. Bunun için iyice odaklanmanız gerekecek ve sonrasında karnınızın zemine değdini hissetmelisiniz. Her nefes alıp vermeye aynı şekilde hissetmeli ve nefeslerinizi derinleştirmelisiniz. En iyi ve faydalı nefes egzersizlerinden birisi olan bu egzersizi düzenli olarak her gün yapmalısınız. 10'luk periyotlarla yapacağınız bu egzersizi tamamladığınızda ve düzene soktuğunuzda ne kadar fayda sağladığını göreceksiniz. Çapraz dirsek ve diz egzersizi Bacaklarınız için eşsiz bir egzersiz örneği olacak. Özellikle evde kalmanızdan kaynaklı kireçlenme tarzı şikayetleriniz için birebir gelecek bir yöntem. Öncelikle düz bir zemine sırt üstü uzanıyorsunuz ve kollarınızı başınızın altına destek olarak koyuyorsunuz. Sonrasında dizlerinizi kırarak kendinize doğru çekin ve ardından geri bırakın. Geri bıraktığınızda ise ayak tabanınız zemine tamamen basmalı. Devamında ise sırasıyla sağ dirseğiniz sol dizinize, sol dirseğiniz sağ dizinize gelecek şekilde vücudunuzu çekin. Karın egzersizleri için bu hareketler bir adım önde. Tek ayak duruşu egzersizi Dizleriniz ve bacaklarınızda oluşan tüm rahatsızlıkları bu egzersizle yok edebilirsiniz. Düz bir zeminde ayağa kalkın ve bir bacağınızı diz kısmınızdan bükerek havaya kaldırın ve bir süre o şekilde bekleyin. Bu hareketi tekrarlayın ve diğer bacağınız için de aynı uygulamayı tekrarlayın. Devam eden periyotlarla rahat bir nefes alacaksınızdır. Bu sayede belden aşağınızda kalan tüm dolaşımınız rahatlayacak. Heel dips egzersizi Bunun için bir merdiven veya tek basamak şeklinde bir desteğe ihtiyacınız olacak. Ayarladığınız merdivenin veya basamağın en alt basamağında ayakta durun. Ardından parmak ucunda merdivenin basamağında dururken ellerinizle merdivenin tırabzanını tutun ve topuklarınızı indirip kaldırın. Bu döngüyü 10'luk periyotlarla sürdürün. Bacak kaslarınız için spor salonuna ihtiyacınız yok. Bu egzersiz size yeter! :)) Sfenks duruşu egzersizi Bel ağrılarınız için kusursuz egzersizlerden birisi de bu oluyor. Yoganın temel duruşları arasında yer alıyor aslında. Rahatlamak ve dinginleşmek için ise biraz odaklanmalısınız. Başınızı kaldırın ve kollarınızın ön kısmı birbirine paralel olacak şekilde ileriye doğru uzatın. Dirsekleriniz yerde kalacak şekilde kollarınızın ön kısmından güç alarak yükselin, gövdenizin üst kısmını yukarı doğru kaldırın ve sırtınızı esnetin. Bu sırada başınızı da öne arkaya olacak şekilde hareket ettirin. Gevşemeye başlayan vücudunuzla bu egzersizi birkaç kez daha tekrarlayın. Side to side squat Bacak ve kalça kaslarınızı güçlendirmek için bu egzersize bayılacaksınız. Bu egzersiz için öncelikle bacaklarınızı kalça genişliğinde açın. Sonrasında squat pozisyonu alın ve karın kaslarınızı sıkın. Devamında ise squat pozisyonunuzu bozmayarak sağınıza doğru bir adım atın. Ardından başlangıçtaki pozisyonunuza dönün ve bu hareketi tekrarlayın. Böylelikle kalça ve bacak kaslarınız git gide güçlenecek. Diz üstünde geriye esneme egzersizi Alt sırt kasları ve baldırları çalıştıran egzersizlerden birisi de budur. Ayaklarınız üzerinde diz çökün ve kollarınızı arkanızda birleştirin. Kısacası tıpkı yukarıdaki fotoğrafta olduğu gibi bir pozisyon alın. Geriye doğru açılın ve içinizden 10'a kadar sayın. Kaslarınız, yaptığınız egzersize karşılık verene kadar bunu sürdürün. Egzersizin devamına göre de bekleme sürenizi uzatabilirsiniz. Sağlıkla Kalın... #kırmızıbaret

Merhabalar. Bir diyabet hastasının şekeri nasıl düşürülür? Annem diyabet hastaı ve normalde 200'e bile gelmezdi şekeri. Birkaç gündür sürekli 300'lerden inmiyor. Sıkıntı veya stres gibi bir durum da yok. Sizce neden kaynaklanıyordur? Şekeri nasıl düşürebiliriz? Doktorun verdiği önerilere de uyuyoruz ancak düşmüyor. Glifor kullanıyordu ama bu güdüşle insüline dönecek gibi. Öneriniz var mı?

Korona virüsünden dolayı eğitim öğretim gibi birçok toplu çalışmalar bir süreliğine iptal edilmiş ve online çalışmaya yönelinmişti. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhammet Şükrü Paksu'nun disleksi ile ilgili yaptığı açıklamalar ise anne ve babaları bir nevi endişelendirdi. Disleksi nedir? Disleksi en kısa anlamıyla öğrenme güçlüğüdür. Disleksi, çocuklar üzerinde ne zaman ortaya çıkar? Disleksi belrtileri nelerdir?